Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Budak, Bilecik’in önceden 1 ve 2. deprem bölgesi olarak adlandırılan sınıfta yer aldığını ancak yeni tanımlamaya göre ‘Deprem Tehlike Bölgesi’nde bulunduğunu bildirdi.
DEPREM DEĞİL, DENETİMSİZ BİNALAR ÖLDÜRÜR
Deprem, ülkemizin kaçınılmaz bir gerçeğidir. Aktif deprem kuşağında yer alan ülke topraklarımızın %92 si, nüfusumuzun % 97 si, barajlarımızın %95’i, sanayi kuruluşlarının %97 si deprem riski taşıyan bölgelerin içinde yer almaktadır. Bu nedenle binalarda önceliğimiz estetik kaygılar değil, depreme karşı dayanıklılık olmalıdır. Doğayla birlikte yaşamayı öğrenmemiz, bunu öğrenirken de geçmişten ders çıkararak, bilgi ve tecrübelerimizle önlemler almamız gerekiyor.
Ülkemizin büyük bir bölümü deprem tehlike bölgesinde bulunmaktadır. Bilecik ilinin ise tamamı önceden 1 ve 2. Deprem bölgesi olarak adlandırılan ancak yeni tanımlamaya göre Deprem Tehlike Bölgesinde bulunmaktadır.
Doğal afetler insan hayatında yıkıcı etkiler yaşanmasına neden olmaktadır. Etkisi çok büyük olan depremler ve doğal afetler binaların yıkılması, alt yapı ve üst yapı sistemlerinin çökmesi ve can kayıplarının olması Ülkelerin sosyal, siyasal ve ekonomik yapısını derinden etkilemektedir.
Depremler ve doğal afetler önlenemez. Ancak güvenli binalar yaparak etkisini en aza indirmek bizim elimizde.
Kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, Mühendis ve Mimarlar Odaları, Teknik elemanlar, müteahhitler, denetim elemanları, şantiye şefleri, inşaat ustaları ve işçiler gibi yapı sektörünün içerisinde olan bireylere bu konuda çok büyük görev ve sorumluluk düşmektedir YAPI DENETİMİ ŞART
Yıkıcı depremlerden sonra binaların yapımına çeşitli kurallar getirilmeye çalışılmış ve bunlar afet yönetmelikleri ve teknik kurallar olarak ortaya konulmuştur. Teknoloji geliştikçe ve depremlerden dolayı meydana gelen can ve mal kayıpları arttıkça bu yönetmelikler güncellenmiştir. Depremin yol açacağı zararın büyümesini önlemek için imar mevzuatına göre imar planı yapmaya yetkili tüm kurumlara önemli görevler düşmektedir
Bakanlığımızca hazırlanarak 2011 yılında tüm Türkiye ile birlikte ilimizdede uygulanmaya başlanan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, depreme dayanıklı, çağdaş norm ve standartta yapı üretmek, yapıda can ve mal güvenliğini sağlamak, ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak, yapıların kalitelerini artırmak, ekonomik ömürlerini uzatmak, yapılaşma süreci içerisinde kanun denetiminin etkinliğini artırmak, bina yaptıran veya satın alan kişilerin kusurlu yapımlar nedeniyle uğrayacakları can ve mal kayıplarını azaltmak, inşaat sektöründe tüketici bilincini geliştirmek, inşaat sürecinde kusur işleyenlere karşı yaptırımları etkili şekilde uygulamaktır.
DENETİM PROJEDEN BAŞLIYOR.
Yapı denetiminin öncelikli amacı, yapı zararlarının ortaya çıkmasını önlemektir. “Etkili ve kaliteli bir yapı denetim sistemi, proje aşamasıyla başlayıp yapının tamamlanmasına kadar devam eden planlı bir sürecin uygulanması demektir. Yapı denetim hizmetinin ne kadar önemli bir konu olduğu yaşanan depremlerde bir kez daha görülmüştür. Canımızın, malımızın ve binalarımızın güvenliği için plansız ve kaçak yapılaşmadan kaçınmalı, deprem yönetmeliğine uygun hareket etmeliyiz. Yapıdaki can ve mal güvenliğinin sağlanması, yalnızca yapının proje ve yapım denetimiyle sınırlı değildir. Ayrıca inşaatta kullanılacak malzemenin de kalite, sağlamlık ve yerindelik bakımından denetimini gerektirmektedir.
2019 DEPREM YÖNETMELİĞİ NELER GETİRDİ.
1 ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren yeni yönetmelikte Betonarme Sistemlerin Tasarım Esaslarında değişiklikler yapılmıştır.
Perdelerin en az kalınlığı kat yüksekliğinin 20 de biri yerine 16 da biri olarak düzenlenmiştir. En az kalınlık değeri ise 15 cm den 20 cm ye çıkartılmıştır.
Kolonlarda da en az en kesit boyutları arttırılarak dikdörtgen kesit için 25 cm den 30 cm ye; dairesel kesit için çap 30 cm den 35 cm ye yükseltilmiştir.
Kullanılan beton malzemesi özelliklerinde de bir takım yeni sınırlandırmalar yapılmıştır. Mevcut yönetmelikte C20 ve C50 olarak tanımlanan en az ve en çok beton sınıfları en az C25 ve en çok C80 olarak belirlenmiştir.
Son yıllarda meydana gelen Elazığ ve İzmir depremlerinde Yapı Denetim Yönetmeliğine göre denetlenmiş binalarda hasar ve can kaybının olmaması denetimin ne kadar önemli olduğununun açık bir göstergesidir..
UNUTMADIK.. UNUTMAYACAĞIZ.!!
22 yıl önce bugün meydana gelen Marmara Depremi, ülkemizin yakın tarihini maddi ve manevi yönden derinden etkileyen, en önemli afetlerden biridir. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden farklı ölçülerde etkilenmiştir. Bu yıkıcı depremler eski çağlardan beri büyük coğrafi değişikliklere, maddi-manevi hasarlara sebep olmuştur.
Güvenli, çevre dostu ve Deprem Dayanımı olan Yapıların inşa edilmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması, yaşanabilir şehirler ve sürdürülebilir çevre için hazırlanan, revize edilen kanun, yönetmelik ve mevzuatlara uymak, hepimizin bir insanlık ve vatandaşlık borcudur.
Unutmayalım İnsanı deprem değil, projesiz, plansız, denetimsiz binalar öldürür.