İnanmak; kalbin, bilincin ve bilinçaltının ortak noktada buluştuğu andır.
İşte ben buna üçlü ittifak diyorum.
Eğer bunlardan birisi eksik kalırsa insan vesveseye düşer. Bu durumda yine istersin, istemeye devam edersin.
Ancak istedikten veya dua ettikten sonra kendine olan inancı yıkılır ve yok canım olmaz bu iş dersin.
Örneğin; çok istediğiniz bir şey olsun ve onun için dua ettiğinizi düşünün. Eğer üçlü bu noktada hemfikirse sizin için olması gereken yaratım başlar ve istediğinize karşı hızla çekilirsiniz. İsteğiniz yerine mutlaka gelir.
Ancak üçlüden bir tanesi bile eksik kalırsa kendinize şunu söylemeye başlarsınız.
“Evet ben bu …… yı çok istiyorum ancak olmaz ki. Ne yani tutup bu ….. gelip beni mi bulacak?”
Veeee böylece tüm yaratımı bozmuş olursunuz.
Diğer bir taraftan “hayırlısı ” diye bir şey vardır kültürümüzde. Bu kelime, biz farkında olmasak da hayatımıza gerçekten çok değişik anlamlarda yön verir.
O yüzden buyrulur ki, dua ederken ne istediğinize dikkat edin. Acaba sizin için hayırlısı olan bu mu?
Dolayısıyla dua ederken ve isterken “benim için hayırlısıysa” diye de eklemeyi unutmayalım.
Çünkü bazen o çok istediğimiz ve ölümüne mücadele ettiğimiz şey bizim sonumuz da olabiliyor.
Unutmayın sizin bile inanarak yapmadığınız bir dua acaba gerçekleşir mi?
Mülkün sahibi olan Rabbimiz tabi ki verir.
Dileyene mevlasını, dileyene belasını.
O yüzden hayırlısıysa demeyi mutlaka ekleyelim dua ve isteklerimize.
Size tavsiyem; isteyin, uğraşın ve inanın.
İstemek bir şey, İnanmak her şeydir.
Seyfettin YILDIZ
Kişisel Gelişim Uzmanı
İlişki ve Yaşam Koçu
Nefes ve Meditasyon Eğitmeni