Vali Şentürk basın mensuplarıyla kahvaltıda buluştu
Vali Bilal Şentürk, Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün düzenlediği kahvaltıda kentte ve ilçelerde faaliyet gösteren ulusal ve yerel basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmaların halka ulaştırılması ve tanıtımı açısından emeği büyük olan basın mensuplarına Yeniköy Hayma Ana Otağı’nda kahvaltı etkinliği düzenledi.
Düzenlenen etkinliğe Bilecik Valisi Bilal Şentürk, İl Genel Meclis Başkanı Osman Yılmaz, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis Nalbant, İl Tarım Orman Müdürü Necmettin Yoldaş, tarım orman müdürlüğü çalışanları ve basın mensupları katıldı.
Düzenlenen kahvaltı etkinliğinde konuşan Vali Bilal Şentürk, gerçekleştirdikleri faaliyetleri sadece bir iki seferlik faaliyetler olarak görmediklerini aksine sürdürülebilir faaliyetler olarak gördüklerini söyledi. Bazı faaliyetlerin ise gelişip ve olgunlaşmasının ve kamuoyundan kabul görmesi gerektiğini söyleyen Vali Şentürk, “Biz Bilecik ilimize küçük bir butik il diyoruz. Bu laf olsun diye değil içini dolduralım istiyoruz. Bu tek başına valinin, il müdürünün veya il genel meclis başkanın kendi çabaları ile olacak bir şey değil. Top yekûn bir şeyi sahiplenirsek, o işler yayılır gelişir ve kalıcı bir hala gelir. Bizler de hangi faaliyetimiz olursa olsun, onun bir iki seferlik bir faaliyet değil de sürdürülebilir bir faaliyet olması görüşündeyiz. O ilin önünü açan, katma değerini, gelişimini sağlayan bir faaliyet olması arzusundayız. Bu sebeple önce bazı çalışmaların olgunlaşması ve pişmesi gerekir. Kamuoyunda kabul görmesi gerekir. Tabi tüm birimler adına yürüttüğümüz muhtelif çalışmalar var. Bugün özellikle ilimizin tarımsal faaliyetleri hakkında değerlendirme yapmak sizleri bilgilendirmek ve bu noktada ciddi bir farkındalık oluşturarak ilin potansiyelini en iyi şekilde kullanabilme arzusu içindeyiz. Burada sizleri sadece fotoğrafı çeken veya haberi yapan pozisyonda değil bilakis bu misyona katkı sağlayanlar olarak görüyoruz. Her türlü öneriye açığız biz şunu koyduk böyle bir şablona girdik böyle gidiyoruz diye bir şey yok. Her an yanlış varsa düzeltip doğru istikamete ve bizi hedefe götürecek katkılara açık olacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
Vali Şentürk, “İlimizde tarımsal faaliyetler örneğiyle yola çıkacak olursak, şu hedeflere ulaşmak üzere çalışıyorlar. Bazen emekliyorlar, bazen yürüyorlar, bazen koşuyorlar dolayısıyla bunun arkasında ne vardır diye aradığınız zaman mutlaka o hedefe ulaşma gayreti vardır. Bu görmenizi arzu ediyoruz mesela bizim her türlü faaliyetimizin arkasında eğiti bir taraf vardır. Çocuklara gençlere eğitici bir mesaj verebilme gayreti var. Bu sanayi ile ilgili olur turizm ile ilgili olur hangi konu olursa olsun. Şimdi özellikle tarımla ilgili olarak hakikaten bizde zaman zaman hafta sonları köylerimizi, dağlarımızı ovalarımızı dolaşıyoruz. Bu vesile ile doğal imkan ve kabiliyetlerimizi daha yakinen takip edebilme fırsatı buluyoruz. Her köyümüzün ayrı bir güzelliğini ayrı bir zenginliğini olduğunu biliyoruz. Bu yönüyle bizim İl Tarım Müdürlüğü’müz ve ilçe teşkilatımız gerek mühendis, gerek veteriner hekim kadromuzla birlikte güçlü bir kadromuz var. Bu kadromuzla birlikte, özel idaremizde her konuda gelen konularda ya bu kalsın demedik. Her konuda İl Genel Meclisimiz desteğini sağladı. Diğer kurumlarımızda öyle, yani kurumların birbirini takviyesi hususunda çok önemli bizim için. Çünkü o zaman paraya ihtiyacımız olmuyor. Sizin işi yapmaya gönlünüz olsun parada bulunur imkanda bulunur. Parçala böldüğünüzde farklı birimlere sorumluluk yüklediğinizde onlarda üzerine düşeni yaparlarsa hemen her konuda hedefe ulaşırız. 245 tane köyümüz, 7 ilçe merkezimiz ve 3 beldemiz ile beraber hemen her karış toprağımızın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönüyle İl Tarım Müdürlüğü’ndeki arkadaşlarımızla birlikte yolun başındayken yaptığımız değerlendirmede bu istikametteydi” dedi.
“Bilecik, İstanbul’un, Bursa’nın, Eskişehir’in sığındığı bir yer olsun”
Bilecik’in İstanbul’un, Bursa’nın ya da Eskişehir’in arka bahçesi olmaması gerektiğini ve aksine bu illerin bir bağı olması gerektiğini söyleyen Vali Şentürk Bilecik’in, İstanbul’un, Bursa’nın, Eskişehir’in sığındığı ve gelip dinlene bilecekelri her şeyin doğalını ve en güzelini bulacakları bir il olması gerektiğine değindi. Vali Şentürk, “Amacımız organik ve belirli standartlarda üretim ortaya koymak, biz Bilecik, İstanbul’un, Bursa’nın ya da Eskişehir’in arka bahçesi olmasın oranın bir bağı olsun istiyoruz. İstanbul’un, Bursa’nın, Eskişehir’in sığındığı bir yer olsun, yoğunluktan, kirlilikten yorulduğu ve gelip dinleneceği ve her şeyin doğalını, uygun fiyatlı olanını, bozulmamışını bulabileceği bir yer olsun istiyoruz Bilecik. Tabi üreticilerimiz ile birlikte olacak işler ve arkadaşlarımızda bu konuda bize hassasiyet göteriyorlar, ama bu kentde bu anlamda bilinçlenmeli ve yaptığı işi nitelikli yapmalı. Kaliteyi ortaya koyduğunuz zaman öreneğin bir sosyete pazarı açarsınız birde bit pazarı açarsınız bit pazarına gelen kişi 1 liraya bir ürün arar ama sosyete pazarına gelen fiyata bakmaz ürüne bakar. Ürün iyiyse fiyat önemli değildir. Dolayısıyla Bilecik’in pazarıda böyle zengin bir pazar olsun istiyoruz. Bu çerçevede yine İl Özel İdaremiz olarak biz Bozüyük’ten, Osmaneli’ne kadar olan ana güzergah üzerinde çiftçilerimizin ürettiği ürünleri doğrudan satabilecekleri köy pazarı tarzında yol kenarlarında tabi trafiği tehlikeye düşürmeyecek alanlarda pazar yerleri oluşturmak istiyoruz. Bu noktada bir çalışmamız var mekan belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Yani ürettiğimizi doğrudan pazara ve hakkettiği değer üzerinden üreticimizin satmasını istiyoruz. Araya aracılar girdiğinde üreticimizin eline çok büyük paralar geçmediğini ve bu işin sürdürülebilir olmadığını görerek tarımdan kopuşlar meydana geliyor. Biz pazara yakınız yani 26 milyonluk bir pazara 300 km’lik çevremizde bu sayı. Eğer üretimimiz çok olursa bu pazar bize gelir eğer üretimimiz az olursa biz onlara gitmek durumunda kalırsınız ürettiğinizi götürmek durumunda kalırsınız üretim çok olursa müşteri size gelir. Bu hedefe de yönelmek istiyoruz. Her şeyden azar azar değil ama azar azar üreteceğimiz ürünler bile özgün olmalı. Mesela Çukurören biberi özgün bir biber ve bize özgü bir şey bunun üretimi bin ton da olabilir 100 ton da olabilir. Bunun değerini koruyarak ve geninin bozulmamasını da sağlayarak hak ettiği değer üzerinden satışını sağlaya bilmek lazım. Bir düşüncemiz daha var ilimizde bulunan farklı ürünleri bir merkezde toplayarak, orada işleyip bir elden satışını gerçekleştire bilirmiyiz. Çukurören biberinden Kızıldamlar kabağından da hepsinden alarak paketleyelim, kurutalım bunlar üzerine çalışıyoruz. İl Özel İdaremizin destekleri ile Çaltı’da paketleme tesisi kuruldu. Bunlarda ihtiyaç kadar kurulmalı yani 10 kurutma tesisi kurup birini çalıştıracağımıza bir tesis kurup tam kapasite çalıştırmak daha mantıklı. Bu anlamda da maliyet avantajını da göz ardı etmemek lazım” ifadelerini kullandı.
“Köylerimiz göç veriyor”
Köylerin göç verdiğini dile getiren Vali Şentürk, köylere ne zaman dışarıdan biri gelirse köyler o zaman değerleniyor o zaman meralar için bizim deniyor dedi. Vali Şentürk, “Bizim köylerimiz çok göç veriyor. Ama ne zaman dışarıdan biri gelse, bir şeyler çalışsa, o zaman köylü burası bizim meramız burada koyunlarınızı otlatamazsınız diyorlar. Bilecik’in bu anlamda çok iyi bir potansiyeli var. Bunu bütün iş adamları, siyasiler, dışarıdan gelenler görüyorlar ve bu potansiyelin farkındalar. Belki biz de farkındayız ama aşıcık aşım ağrısız başım noktasında hareket ettiğimiz için bu potansiyeli tam manasıyla değerlendiremiyoruz. Fakat bu böyle olmamalı. Bilecik’in ve ülkenin gelişimi için elimizde bulunan mevcut ürünleri koruyarak üretmemiz gerekir” şeklinde ifade etti.
“Bu şirket kooparatifin ötesinde bir şey”
Köyler için farklı bir üretim sistemi düşündüklerin ve bunu hayata gerimek için köylerde şirketlerin kurulduğunu dile getiren Vali Şentürk, “Köyde yaşayan 50 kişi mi 100 kişi mi var? Onları bir kişi olarak değerlendireceğiz. Bir şirket olacak onlar. Böylece belki de 5000 dönüm araziyi bir iki tane traktör sürecek. Ne üretecekler; yem bitkisine mi karar verdiler? 5000 dönüm araziye yem bitkisi ekilecek. Maliyet toplu olacağı için maliyeti düşürmek adına, optimal ölçekli bir ekonomi oluşturulacak. Orada arazi toplulaştırılması yapılacak. Yani kişileri rızası ile sınırları ortadan kaldıracağız. Bu aslında ülkemizde de bir model olabilecek bir şey. Bu işte vatandaş da karlı. Neden? Yaşlılar, traktörüm yok diyenler, maliyetler yüksek diyenler, arazim küçük traktör almama gerek yok diyenler bir araya getirilecek. Böylece tek bir çatı altında bir iki traktör bütün tarlaları sürecek. Köylünün ne kadar arazisi, hayvanı varsa şirket içerisinde o kadar payı olacak ve toplam kazançtan payını alacak Bu şirket kooperatifin ötesinde bir şey. Kooperatiflerde çoğu zaman istenilen başarı elde edilemiyor. Çünkü kooperatif sistemi biraz güvene dayalı bir sistem. Ama bu kurulacak şirket tamamen profesyonel olacak. Bildiğimiz ticari işletme gibi çalışacak. Şirket hissedarları da sermaye payına göre arazi miktarlarına göre kaç tane hayvanı varsa ona göre köylüler olacak” ifadelerine yer verdi.